29 Kasım 2012 Perşembe

Çocukları Hazır Gıdalardan Uzak Tutmak

    Hazır gıda endüstrisi için büyük bir hedef kitlesi olarak görülen çocukları bu tür gıdalardan uzak tutmak hiç de kolay bir şey değil aslında. Gıda sektörünün gücünü ve olanaklarını düşünün; çocuklara yönelik reklâmları, halkla ilişkiler kampanyalarını, hatta marketlerde ürünlerin nasıl yerleştirildiğini getirin aklınıza. Bütün sistem onları bu tür gıdalara özendirmek için tasarlanmış. Alma niyetimiz olmasa bile, kaçımız bir market kasasında ödeme yaparken, çocuğumuz kasanın çevresine yerleştirilmiş bir çikolatayı, şekeri veya dondurmayla hiç alakası olmadığı halde dondurma diye satılan tatlıları istediğinde başarıyla direnebiliyoruz?

Kendi yiyeceğini hazırlayan çocuğun gıda konusunda daha iyi seçimler yapacağına inanıyorum.

İtiraf edeyim, böyle bir durum olduğunda ben olay çatışmaya dönmesin diye istenilen şeyi orada alıyor ve sonra unutturmaya çalışıyorum. Bazen unutuyorlar eve gelene kadar. Tabii her zaman başarılı olmuyor unutturma çabam.

Çocuklarımı katkılı gıdalardan uzak tutmak konusunda en önemsediğim ve etkisine inandığım yöntem bunları eve hiç almamak. Evde bulunmayan, sık görmediği ve ailede tüketilme alışkanlığı olmayan gıdalara çocukların talebi de az olacaktır diye düşünüyorum. Eve cips, kolalı içecekler, tuzlu kraker veya hazır kurabiye gibi şeyler almıyoruz. Hiç ambalajlı ürün almıyor değiliz tabi. İçeriğine bakarak, glikoz şurubu içermeyen çikolata alıyorum. Aslında bunlar konusunda da içim çok rahat değil ama çikolata istedikleri zamanlarda olayı çatışmaya dönüştürmek istemiyorum.

Çocukların yeme alışkanlıklarını sadece ailelerinin etkilemediğini biliyorum tabi. Arkadaş çevresi ve okul da bunda etkili ve bu alanlar her zaman bizim kontrolümüzde olmayabiliyor. Ama bu, bizim bu tür gıdaları evde bulundurmama sorumluluğumuzu ortadan kaldırmaz bence. Dışarıda yeme olasılıkları var diye evde de bunlara teslim olmayı doğru bulmuyorum. Kısaca, çocuklarımı bu gıdalardan ne kadar uzak tutarsam o kadar kârda olduğumu düşünüyorum. Ayrıca, yeme alışkanlıkları evde yapılmış yemeklerle küçük yaştan itibaren şekillenen çocukların bu yönde bir damak zevki geliştireceklerine inanıyorum. Çocuklarım henüz o yaşlara gelmedi ama şimdi kazandıkları yeme alışkanlıklarını ileriye de taşıyacaklarına inanıyorum.
  

Evde çocuklara hazır gıda alternatiflerinin yapılması da çocukları katkılı gıdalardan uzak tutmakta faydalı bir yöntem. Keki, pudingi, limonatayı, kurabiyeyi marketten istemesinler diye evde yapıyorum. Hatta çocuklar da işe dahil oluyorlar, hep birlikte yaptığımız bir eğlenceli bir şeye dönüşüyor. Çocuklar tatlı şeyleri seviyorlar, onları bunlardan tamamen mahrum bırakmak pek mümkün değil, zaten aslında böyle bir çabam da yok. Evde benim malzemelerini özenle seçerek yaptığım tatlıları yemelerini çok sakıncalı bulmuyorum açıkçası. Bir keki hazırlamak 10 dakika sürüyor. Paketli toz pudingin üzerine süt döküp kaynatmakla, evde üç-dört malzemeyi karıştırarak kaynatmak arasında büyük zahmet farkı yok. Limonatayı yapmak için gereken limon suyunu sıkmak ve şekerini ayarlamak. Yani, evde hazırlayarak çocukları market ürünlerini istemekten vazgeçirmenin yorgunluğu öyle fazla değil diye düşünüyorum.
Bahçeden sebze-meyve toplamak çocukların en eğlenceli bulduğu faaliyetlerden.

    Çocukları markete götürmemek de onları zararlı gıdalardan uzak tutmak için iyi bir yol aslında.
Ama günlük koşuşturmalar içinde bu her zaman mümkün olmayabiliyor. Yine de elimden geldiğince markete yalnız gidiyorum. Çocuklarla gitmem gerektiğinde ise aç olmamalarına dikkat ediyorum. Bunu tecrübeyle biliyorum, karınları aç değilse fazla talepkar olmuyorlar. Onlara bir sorumluluk vermek de dikkatlerini uzaklaştırıyor abur cuburdan. Mesela oğlum market listesini elinde tutmayı ve bana okumayı seviyor.

Mutfakta çok mutlu.
   Sağlıklı ve doğal beslenmelerini istediğim için çocuklarımı zararlı gıdalardan uzak tutmak konusunda epey kafa yormakla birlikte, bunu onların yanında çok dillendirmemeye çalışıyorum. Buna da psikolojik mücadele yöntemi diyebiliriz. Çocukların önünde bu konuyu sık konuşmak ve meraklarını uyandırmak istemiyorum. İlkokul ikinci sınıf öğrencisi olan oğlumla bazı şeyleri konuşuyoruz tabi. Yine de bunu ölçülü ve onun kafasını karıştırmayacak şekilde yapmaya çalışıyorum. Kızım iki yaşında olduğu için onunla böyle bir diyalogumuz yok haliyle ama o da ağabeyinin yediklerini istiyor, yani birinin alışkanlıkları diğerini etkiliyor. Bir de işin başka insanlar boyutu var. Toplu ortamlarda arkadaşlarınızın çocukları bunları yerken sizin çocuklarınız da istiyorlar doğal olarak. O zaman ikram edileni almalarına izin veriyorum. Ama çoğunlukla olay o noktaya gelmeden önce devreye girmeye çalışıyorum. Başka çocuklarla buluşacağımız zaman kek ve kurabiye götürüyorum, süt alıyorum. Ben aslında bu konuda şanslıyım çünkü arkadaşlarımızın çoğu bu konuda duyarlı ve bizim hassasiyetlerimize saygı gösteriyorlar. Ama siz çocuğunuza cips yedirmemeye çalışırken size uzaylıymışsınız gibi bakan ve bu tür ürünleri yedirmeyi çocuklarına kendileri teklif eden birçok insan olduğunu da biliyorum.

Bazen çocuğun isteğine direnmemek iyi sonuçlar da verebiliyor. Oğlum 5 yaşındayken, yaşıtı bir arkadaşı mandalinalı gazoz istedi. Babası olan arkadaşımız çocukların ikisine birden aldı bu asitli içeceklerden, müdahale etmedik. Ama oğlum bir yudum alınca içmeyeceğini söyledi. O zamana kadar hiç içmemiş olduğu için acı ve sert geldi kendisine. Bir daha o tür içecekleri istemedi. Damak zevkinin şekillenmesi derken kastettiğim şey bu aslında.

Çocuklarımı sağlıklı ve doğal gıdalarla beslemek için yaptıklarımı şimdilik böyle özetleyebilirim. Bunun devam eden bir süreç olduğunu ve çocuklar büyüdükçe şimdiden öngöremediğim başka durumlarla karşılaşacağımın farkındayım. Çocuklarımın neleri yiyeceğini sürekli kontrol altında tutamayacağımı da biliyorum. Ama onları bunlardan ne kadar uzak tutabilirsem, o kadar iyi bence. Bu, benim bu konuda benimsediğim en temel ilke diyebilirim. İşte bunun için elimin altında sağlıklı alternatifler bulundurarak ve olayı çatışmaya çevirmeden damak zevklerini ve yeme alışkanlıklarını şekillendirme çabamı sürdüreceğim.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder